HAKKIMIZDA

MİSYON

İslam’ı sevdirmek:
Derneğimizin kuruluş amacında geçen ifadeler ancak yüce dinimiz İslam’ın insan toplumunun her kademesinde yaşanmasıyla mümkün olur. Bu yüzden hedefimiz öncelikle kendimiz İslamiyet’i yaşayarak örnek yaşantı ile İslam’ı sevdirmektir. Efendimiz (s.a.v) örnek yaşantısı ile İslam’ı sevdirmiştir. Baş düşmanlarının bile emin insan demek mecburiyetinde kaldığı Efendimiz (s.a.v), Medine’de İslam Devletini örnek yaşantı ile kurmuştur. Kovulduğu Mekke’sine İslam’ı sevdirerek savaşsız olarak girmiştir. Tek kişi ile başlayan bu kutlu mücadele, İslam’ı sevdirerek, insanlara örnek olarak yapılan tebliğ ile dünyanın her yerinde İslam nurunun doğmasına vesile olmuştur. Küçük bir beylikten örnek yaşantı ile İslam’ı sevdirmek suretiyle imparatorluk doğmuştur. Orta Asya’dan Anadolu’ya İslam’ı tebliğ için gelen birkaç aile, örnek yaşantı ile İslam’ı sevdirerek, Anadolu’nun İslam’la tanışmasına vesile olmuştur.

Müslümanı sevdirmek:
Allah (c.c)’a inanmak en büyük nimettir. Bu nimete sahip olan insan da en şerefli insandır. En günahkar bir Müslüman, inkar eden bütün insanlardan daha hayırlıdır. Bu düsturdan hareketle muhatap olduğumuz her Müslüman kardeşimizi onurlandırmak ve yine bu düsturu Müslümanlar arasında yaygınlaştırmak hedefindeyiz. Bu şekilde kendisine değer verilen muhatap, kendisine değer veren kişiye yaklaşacak, onun sözüne değer verecek ve İslam’ın din kardeşliği müessesinden istifade edecektir. Bu şekilde Müslümanın kıymetini bilip Allah için bir birini seven bir topluluk meydana gelecektir.
Şerefimiz Müslümanlığımızdandır. şahsımız içinse sadelik kafidir. (Hz. Ömer R.A)
Söz bakımından o kimseden daha güzel (sözlü) kim olabilir ki; (ezan okuyarak ve vaaz-u nasihatte bulunarak insanları) Allah(ın tevhid ve taatın)a davet etmiştir, kendisi de (Allah katında kabule elverişli olan) salih bir amel işlemiştir ve (İslam şerefiyle müşerref kılınma nimetine karşı bir sevinç belirtisi ve iftihar vesilesi olarak): “şüphesiz ben Müslümanlardanım.” demiştir. (Fussilet Sûresi:33)

Kur’an-ı kerîm’i sevdirmek
Kur’an-ı Kerîm, Yüce Allah’ın yeryüzüne şeref veren en kutsal kitabıdır. Bu öyle bir kitabtır ki, insanlar ancak onun gösterdiği yolda yürüdükleri taktirde mutluluğa kavuşurlar ve Allah’ın rızasına ererler. İnsanlar arsında her türlü iyi duygular ilerleyip yükselmeye başlar, kardeşlik ve beraberlik meydana gelir. Çağrı Derneği olarak bize sevgili Allah’ımızdan bir mucize olarak indirilen en büyük kitap olan Kur’an-ı Kerîm’i sevdirmeyi hedefliyoruz.
“Cemaat-i müslimîn! Kur’an ehli olalım. Kur’an ehli çok büyüktür. Mahmud’un çok büyük dediğinden daha büyüktür. Bugün en büyük insan, büyük Allah’ımızın kelamı olan Kur’an-ı Kerîm’i bilen ve onunla amel eden insandır. Bu büyüklük ahirette görülecek.”

Mahmud USTAOSMANOĞLU Efendi Hazretleri

VİZYON

Dini korumak:
İnsanoğlu çok farklı düşünce ve anlayışta yaratılmıştır. İnsanların düşüncelerindeki bu farklılıları ancak sevgili Allah’ımız bilebilir. Onun için herkesin düşüncesine (aklına) göre değil, sevgili Allah’ımızın istediği bir yaşam biçimine din diyoruz. şayet din olmazsa, bugün olduğu gibi farklı farklı sistemler ortaya çıkar ve insanları birbirine düşürür.
Gerçek din, Yüce Allah’ın bir kanunudur ve birtakım sağlam hükümlerin kutsal bir mecmuasıdır. Allah bunu, peygamberleri aracılığı ile insanlara ikram ve ihsan buyurmuştur. Bu kanun, insanları hayırlı olan şeye götürür. İnsanlar, bu Allah kanununun buyruklarına kendi güzel irade ve arzuları ile uydukça, doğru yol üzerinde bulunur ve hidayete ermiş olurlar. Hem dünyada hem de ahrette mutluluğa ve selamete kavuşurlar. Türkiye’de ve dünyada var olan tüm insanlığın huzuru için çalışan Çağrı Derneği gönüllüleri olarak inancımız bu huzurun teminatının sadece dinin korunmasıyla gerçekleşebileceğidir.

Kendimizi korumak:
İnsan bedene ve ruha sahip bir varlıktır. Çağrı derneği olarak yaptığımız faaliyetlerde gözettiğimiz bir husus da insanı bedenen ve ruhen korumaktır.
İcra ettiğimiz faaliyetler yoluyla insanları sağlığa zararlı şeylerden kaçınmaya, sigara, içki ve madde bağımlılığı gibi kötü alışkanlıklardan uzak durmak suretiyle temiz, pak ve güçlü bir bedene sahip olmaya teşvik etmekteyiz.
İnsanların sağlam bir iradeye sahip olmaları, yararlı şeyleri öğrenmeleri ve yapmaları, aklen ve zihnen irfan nurları ile aydınlanmaları yönünde ve kalplerinde yararlı ve yüksek duyguların uyanması için yaptığımız faaliyetler yoluyla güçlü bir ruha sahip olmaya teşvik ediyoruz.

Ailemizi ve neslimizi korumak:
Toplumsal varlığın başlangıcı aile hayatıdır. İslam’da aile teşkilatı pek önemlidir. Anne, baba ve çocuklardan oluşan aile fertleri arasında, birbirlerine karşı olan vazifelerin gözetilmesiyle sevgi ve saygının hakim olması, hem bireysel hem de toplumsal yaşamın sağlıklı olması açısından çok büyük önem arz eder. Çağrı Derneği hazırladığı faaliyet planları ve projeleriyle aile hayatının en sıhhatli bir şekilde olması için çaba sarf eden bir dernek konumunda hizmet etmekten büyük şeref duymaktadır.

Vatanımızı ve milletimizi korumak:
Üzerinde yaşadığımız topraklara vatan denir. şehirlerimiz, köylerimiz, camilerimiz, fabrikalarımız, yani maddî ve manevî sermayemiz hep doğup büyüdüğümüz bu vatan toprakları üzerindedir. Atalarımız, dünyanın en güzel ve bereketli topraklarını vatan olarak seçmişler ve bize emanet etmişlerdir. Bu emaneti korumak dinimizin emri, hepimizin görevidir.
Bizler Çağrı Derneği olarak vatanımızı ve millî kimliğimizi korumayı sorumluluk alanı içinde kabul ediyor ve faaliyetlerimizde bu sorumluluğu yerine getirmeye son derece gayret gösteriyoruz.

Bütün insanlığı ve kainatı korumak:
Dinimizi, neslimizi, vatanımızı, milletimizi korumak için verdiğimiz mücadeleden sadece müslümanlar değil bütün insanlar ve hayvanlar hatta bütün kainat istifade edecektir. Yaratılana, Yaratan’dan ötürü değer vererek bütün insanlığı ve kainatı korumak niyetindeyiz.